Wednesday, October 2, 2013

Bazı Şeyler


Elsa Morante 

bazi seyler 1İnsana karşı girişilen en kötü şiddet eylemi, aklın küçük düşürülmesidir.

Para, tarihin ilk aldatmacasıdır. Bu heriflerin ilk dalaverelerinden biri oldu para; onlar bu para dalaveresiyle canımızı satın aldılar! Bütün paralar sahtedir! Para karın doyurur mu? Onlar en pis şeyleri en pahalıya satarlar. Kiloyla satılacak olsa, bir milyon, bir kilo bok etmez.

Para olunca Meryem Ana bile satın alınır. Tanrı baba bile.

Bana göre, cennet olmuş, cehennem olmuş, hepsi bir. Ben tanrının var olmamasını arzularım. Umarım ötede hiçbir şey yoktur. Herhangi bir şey varsa bana ıstırap verecektir. Var olan her şey, ister burada, ister öte yanda, bana ıstırap veriyor: benim varlığım.. başkalarının varlığı.. Artık yok olmak istiyorum.

Güzellik, bizleri cennete inandırmak için bir aldatmacaydı; oysa hepimiz de, daha doğuştan mahkum olduğumuzu biliyoruz. Artık bazı aldatmacalara kanmıyoruz. Bilmek insanın onurudur.

Mutluluk bu dünyanın malı değildir.
 

Tanrının insanı yaratmış olduğu da ötekiler gibi masaldır; çünkü tersine, Tanrı insandan doğmalıdır. Tek gerçek tanrı, her şeyin arasındaki benzerlikten tanınır. Nereye bakılsa hep tek ve ortak bir iz görülür. Böylece benzerlikten benzerliğe, merdivenler boyunca bir tek şeye çıkılır. Dindar bir akıl için evren, kanıttan kanıta her şeyin gerçek noktasına vardığı bir gelişimdir. En kesin kanıtlar da, pek tabiidir ki, din adamlarınınkiler değil, tanrısızların kanıtlarıdır. Ne kurallarla ne fizikötesiyle tanıklık olmaz. Tanrı ya da doğa. Dindar biri için tek bir nesne, bir solucan veya bir saman çöpü bile yoktur ki, tanrının varlığını kanıtlamasın.

İster yorucu, ister tehlikeli olsun, her gerçek eylemde, hareket doğanın bir olgusudur. Ama tam bir mutsuzluğun doğaya aykırı düşen, tekdüze, yıpratıcı, sersemletici, karşılıksız gerçekdışılığı önünde, takımyıldızlar bile durakalır.

Liderlerin geçtiği yerde ot bitmez.

Kimyasal yatıştırıcılar, küçük otellerde kullanılan bazı elektrik lambalarına benzer: Ancak zemin kattan üst kata çıkıncaya kadar yanarlar. Ama bazen de bakarsınız tam merdivenin ortasındayken sönüverir ve insan orada, karanlıkta, çaresiz, sersem gibi kalakalır.


İnsanlar, hatta yeryüzünde tek başına bir insan, böylesine bir yaşantıya zorlandığı sürece, özgürlükten ve güzellikten ve devrimden söz etmek sahteciliktir.

No comments:

Post a Comment